28 Mayıs 2014 Çarşamba

Beetlejuice




Beetlejuice Beetlejuice Beetlejuice!

Makyaj sanatçısı ve kimilerine göre makyaj sihirbazı olan Ve Neill 1989 yılında en iyi makyaj dalında Oscar'ı Beetlejuice filminde yaptığı makyajlarla kazanmıştı. Tabii ki filmin diğer makyaj sanatçıları Steve LaPorte ve Robert Short'a da Oscar'ı Ve Neill ile paylaşmışlardı. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen filmin makyajları özellikler Beetlejuice karakterinin makyajı hala beğenimizi ve hayranlığımızı kazanmakta. Filmin yönetmeni Tim Burton olunca karakterlerin bu kadar sıradışı olması çok olağan tabii.

Evli, mutlu ve huzurlu çiftimiz Adam ve Barbara geçirdikleri bir trafik kazası sonucu ölürler. Bir süre öldüklerini fark edemezler ve huzurlu yuvalarına döndüklerinde evlerine başka insanların taşınmakta olduklarını görürler. Evlerinde buldukları yeni ölüler için el kitabındaki talimatlara göre evlerine yeni taşınan aileyi korkutup kaçırmaya çalışırlar. Bu arada bu işi profesyonel olarak yaptığını iddia eden Beetlejuice ile yolları kesişir.

Adam ve Barbara


Adam ve Barbara evlerinde bulunan kendilerinden bihaber bu aileyi korkutma çabaları sırasında kesik kafa ve korkutucu görünümlü bir yüz şekline girerler. Adam karakterini canlandıran Alex Baldwin'in kopmuş kafası görülüyor. Burada görsel efekt uygulaması yapılmış.



Yani hazırlanan kesik kafa üzerinden, Adam'a ait bu kafanın konuşabilmesi, bakabilmesi  efektlerle sağlanmış. Diğer fotoğrafta gördüğümüz yüz formu bir maske. Burada prostetik makyaj uygulaması yerine önceden hazırlanan maske takılarak bu yüz formu elde edilmiş.

Aynı maske uygulamasını Barbara karakterinde de görüyoruz. Dışarı çıkmış kocaman bir dil ve bu dilin üzerinde olan yuvasından fırlamış gözler.


Aynı zamanda Barbara' nın yine korkutma çabalarından bir görüntü olan iskelet yüzden fırlayan gözler görünümü de bir maske.


Final sahnesinde yapılan büyü sonucu giderek yaşlanan ve çürüyen Adam Barbara çiftinin makyajlarında prostetik makyaj uygulaması yapılmış.



Burada makyajlara baktığımızda yüze ve ellere uygulandığını görebiliriz. Kemiklerin ön planda tutulduğu ve giderek iskelet yapısına dönüşen bir makyaj uygulanmış. Ama filmin doğası gereği tam anlamıyla yaşlanan bir insan görüntüsü elde etmek yerine daha fantastik ve giderek hayaletleşen hatta çürüyen bir görüntü elde edilmiş. Aslında tam anlamıyla Tim Burton tarzı bir yaşlanma süreci diyebiliriz.

Lydia Deetz







Winona Ryder'ın canlandırdığı Lydia karakteri bu tatlı ölü çiftin evine taşınan ailenin kızını. Kendini yalnız hisseden, yaşıtlarına göre biraz daha farklı olan gotik ergenimiz aynı zamanda Adam ve Barbara'yı görebilen tek kişi.


Lydia karakteri makyajı için de tabii ki gotik bir makyaj tasarımı yapılmış. Soluk bir ten ve koyu bir göz çevresi uygulanmış. Göz altlarını çökük göstermek için ten renginden bir ton koyu renk uygulanması yapılmış ve göz çevresi için uygulanan siyah kalem dağıtılmış. Yüzde canlılık ifadesinin olmaması için dudaklarda herhangi bir renkte ruj uygulanmamış.










Bekleme Odası Hayaletleri

Adam ve Barbara bulundukları tavan arasından ev ahalisinden kaçmak için yeni ölenler için el kitabında buldukları bir yöntem sonucu duvara bir kapı çizerler ve bu çizdikleri kapıdan ölenler için danışmanlık yapan bir yere geçiş yaparlar.


Tim Burton Ve Neill ile görüşmeden önce filmdeki karakterlerin hemen hemen hepsinin tasarımını ve çizimlerini kendisi yapmış. Ölümden sonraki yaşamda olan karakterlerin korkutucu olması yerine daha komik ve eğlenceli olmasını istemiş. Ve Neill ile yaptıkları bir kaç denemeden sonra ortaya bu makyajlar çıkmış.




Bu makyajlarda karakterlerin ölüm şekilleri temel alınmış. Makyajlarda gölgelendirme tekniğinin yoğun olarak kullanıldığını görüyoruz. Bu sayede daha etkin bir makyaj görünümleri elde edilmiş. Yanaklarda  ve göz çevresinde ten makyajının zıttı bir renk ya da bir ton koyusu kullanılmış. Peruklar ve kostümlerle de makyajlar bir bütün oluşturarak karakterlerdeki istenilen etki yaratılmış. Amerikan futbol oyuncusunun yanağında küçük bir sıyrık ve parçalanan göğüs kafesi makyaj uygulaması yapılarak ölüm nedenlerinin makyaja yansıdığı açıkça görülebilir.



MISS ARGENTINA


Miss Argentina yeni ölü çiftimizi bekleme odasında karşılayan resepsiyonist. Aslında bir peri kızını andırıyor. Yeşil ten makyajı üzerine gözlerde mor tonlarında gölgeler ve belirgin bir eyeliner uygulanmış; elmacık kemiklerin altına gözlerdeki tonlarda gölgelendirme yapılmış.Ölümü bileklerini keserek olmuş. Bu tür kesikler wax/macun denilen bir malzeme kullanılarak ya da önceden hazırlanan protez yaraların vücudun yara yapılacak bölgesine uygulanmasıyla yapılabilir.

JUNO

Ölümden sonraki yaşam koçu Juno ölen çiftimize evlerindeki aileyi nasıl korkutup kaçırmaları gerektiğiyle ilgili danışmanlık veriyor. Bolca sigara içiyor ve dumanını boğazındaki kesikten çıkarıyor.

Evet buradaki makyajda da plastik makyaj uygulaması görüyoruz. Boğaz kesiğinin olduğu yerde kesiğin içinde kalan, duman çıkaran bir sistem var. Böylece her sigara içişte kesikten duman çıkıyor. Bir de Juno karakterinin göz altlarında kırmızılıklar var,bu da ölü görüntüsünü güçlü kılmak için tercih edilmiş.













BEETLEJUICE




Ve Neil Tim Burton'ın Beetlejuice makyajı için yaptığı çizimler doğrultusunda Micheal Keaton'a bir makyaj yapmış. Fakat ortaya çıkan karakter korkutucu ve fazla gerçekçi olmuş. Fakat Tim Burton aslında bu karakterin daha eğlenceli olmasını istiyormuş ve bunun üzerine bir kaç deneme daha yapılmış. Steve LaPorte kel maskesi ve soluk sarı-yeşil bir peruk hazırlamış. Kırık burun görüntüsü vermek için burnun üst kısmında, kaş arasının hemen altı, şişme dudaklar kullanılmış. Burnun her iki tarafından yapıştırılıp birleştirilen dudaklar sayesinde tümsek görüntüsü elde edilmiş ve bu da kırık gibi görünmesini sağlamış.


Bu işlem bittikten sonra göz çevresindeki koyulukları uygulamış Ve Neill. ' Herkes siyah renk olduğunu düşünüyordu ama aslında kahverengi ve erik renginin farklı bir tonunu kullandım' diyor Ve Neill.



Beetlejuice yüzündeki yosunlar ise renkli foam lateks (colourful faom) kullanarak yapılmış. Takma tırnak kullanılarak, tırnaklardaki budaklı, kenarları çıkmış kötü görünüm sağlanmış. Ve son olarak Steve LaPorte pis, kirli ve tiksindirici dişleri yapmış.





Son bir not: Beetlejuice filminin bir çok sahnesinde makyajlar için özel efektler kullanılmış. Bunun dışında kalan makyaj uygulamalarına olabildiğince yer verdim :)

21 Mayıs 2014 Çarşamba

Dallas Buyers Club

Dallas Buyers Club


Dallas Buyers Club filminde Matthew McConaughey ve Jared Leto’nun makyajla gelen değişimlerine hepimiz şahit olduk. Kendileri karakterleri için verdikleri kiloların yanı sıra makyajın da desteğiyle farklı iki insan halini almışlardı. Kaslı, güçlü, kuvvetli Matthew yerine zayıf, cılız ve kemikleri sayılan bir adam gelmişti. Tabii Oscar ahalisi bu değişimi göz ardı etmedi ve heykeli Matthew ve Jared Leto ile buluşturdu. Bu fiziksel değişimlerin yanında makyaj da bu filmde çok etkin bir rol oynadı. Sadece 250 dolar bütçe ile karakterleri gerçekçi kılan makyajlarıyla Robin Mathews da Oscar'ı kucakladı. Robin Mathews, The Voice, Rizzoli & Isles gibi tv yapımlarında; Twilight, Fire with fire, Into the Wild, Final Destination gibi filmlerde makyaj sanatçısı ve ekip sorumlusu olarak çalışmış.
Film, uyuşturucu bağımlısı ve HIV taşıyıcısı Ron Woodroof'un hayatından esinleniyor. Ron, 1986 yılında teşhis konduktan sonra AZT ilaçını kullanmak yerine doğal ilaçları kullanmaya başlar. Alternatif tıp olarak da görünen bu ilaçları kendisi gibi hasta olan insanlara satarak Dallas Buyers Club isimli bir oluşum kurar.
 Film gerçek bir hayattan esinlenme olduğu için bu karakteri canlandıran kişi yani Matthew MacConaughey’i fiziksel görüntü olarak Ron Woodroof’ a benzemesi gerekiyordu. Fotoğrafa bakın, ne benzerlik ama :) Peki kaslı, güçlü, kuvvetli Matthew nasıl Ron' a benzedi?

Öncelikle rolü için 30 kilo verdi.
Ron karakteri için zamanlar arasında geçişler ve bu geçişlere bağlı fiziksel değişimler söz konusuydu. Giderek daha hasta bir haldeki görüntüye ulaşmak için olabildiğince kontur yapılmış. Robin yüzdeki ve kostümlerde açıkta kalan yerlere kemiklerin daha belirgin olması için koyu renkler kullanarak kontur tekniğini uygulamış ve hastalık ilerledikçe sadece kontur uygulayarak zayıf ve bitkin görüntüyü elde edene kadar makyaja devam etmiş.

 Hatta fotoğraflara bakıp kemikleri göremediği noktalarda kendisi bizzat kemikleri çizmiş.





Koyu renkli kontur uygulamasından sonra kemiklerin ortaya çıkması için biraz highlight uygulayarak olabildiğince kemikleri belirgin hasta kişinin fiziksel yapısına ulaşmış. Daha sağlıklı bir görüntü elde etmek için ise önce tene hafif bir bronzluk vermiş ve daha sonra ters kontur uygulanmış. Makyajda temel kurallardan biri koyu renk uygulanan yerler daha çökük highlight uygulanan yerler daha çıkık ve yüksek görünür.Yani sağlıklı görüntü için kemik üstlerine daha koyu ton uygulanırken kemik altlarına açık tonda renkler uygulanmış. Ayrıca yanakların daha dolgun görünmesi için alt ve üst dişlere diş dolgunlaştırıcısı kullanılmış. Bu malzeme dişleri içeriden dışarıya doğru iterek yanakların daha dolgun görünmesini sağlar. Set boyunca zamanlar arası geçiş olduğunda Robin Mathews bu makyaj uygulamaları için şu yorumu yapmış, bu makyajların hepsini elimle bronzlaştırıcı bir malzeme ile yaptım, çünkü günde 5 kereye kadar hastalıklı görüntüsünü sağlıklı görüntüye çevirmek zorunda kaldım’.





Gelelim güzeller güzeli adamımız Jared Leto’nun canlandırdığı Rayon karakterine. Ron ile Rayon’ın yolları aynı hastalığa yakalanmaları ve aynı tedavi yöntemlerini kullanmaları nedeniyle kesişiyor. Ve diğer hastalara doğal ilaçları birlikte satıyorlar. Rayon bir transseksüel ve Jared Leto bu karakteri canlandırırken oyunculuk başarısını bir kez daha ispatlıyor. Bu rol için kendisi de 14 kilo vermiş. Jared karakterin fiziksel görüntüsüne hazırlanırken kendi instagram hesabından an an hazırlıklarını paylaşmış. Bakınız fotoğraflar;
Önce sakallar gidiyor, sonra kaşlara müdahale, koltukaltı kılları, renkli ojeler, Rayon için kostümler ve sonuç mükemmel.


Rayon karakterinde kullanılan ruj 60'ların yıldızı Jane Forth’dan esinlenilmiş. Hikaye 1985 yılında geçmesine rağmen Rayon’ın makyajı 60’lar stili ve bunun nedeni de karakterin makyajında Twiggy, Brigitte Bardot ve Bewitched karakteri Endora’dan esinlenilmiş olması. Robin, Rayon’ın ilk gördüğü kadın figürünün annesi olduğu ve dış görünüş olarak ondan esinlendiğini düşünmüş ve karaktere 60’lar stili makyaj uygulamış.  Rayon için de Robin Mathews hastalıklı ve sağlıklı görüntü için aynı kontur tekniklerini uygulamış. Ama burada daha zorlayıcı bir durum olarak bu tekniğin üzerine bir de güzellik makyajının uygulanması. Yani Rayon karakteri için yapılan güzellik makyajından hasta görüntüsünün ne kadarının ekrana yansıdığı.  Rayon’ın daha sağlıklı olduğu hastane sahnesindeki görüntüsü için Jane Forth’un bir fotoğrafından esinlenmiş. ‘ Pembe bir eşarbı, pembe farı, pembe ruju ve tam yerinde pembe allığı vardı. Kusursuz ve mükemmel görünüyordu.’











Rayon karakterinin zorlayıcı makyajlarından biri de final sahnesi için yapılan makyaj. AIDS’e yakalanan kişilerin görünümü; kemikli bir yüz ve vücut yapısı, pul pul kuru döküntü ve lezyonlar. Robin Mathews bu görüntünün olabildiğince gerçek olmasını ve yapay durmamasını istemiş. Bütçe kısıtlı olduğundan prostetik makyaj uygulaması yerine efekt makyaj malzemeleri kullanarak bu görüntüyü elde etmiş. Makyaj yapılacak alanı önce renklendirip daha sonra efekt makyaj ürünleri kullanarak gergin, kuru ve kırışık görüntüye ulaşılmış. Sivilceli ve pul pul dökülen deri görüntüsünü elde etmek için irmik ve mısırununu   tamponlayarak uygulanmış. Bu yöntemi önce kendi elinde denemiş ve olduğunu görünce uygulamaya karar vermiş.
Fotoğrafa baktığımızda final sahnesi için sürecin nasıl ilerlediğini görebiliriz. Sağlıklı Rayon görüntüsünden hastalığın son evresindeki Rayon’ın değişimi hayli güçlü. Kontur tekniğiyle yanaklara, kemik altlarına, göz çevresine, şakaklarda belirlenen bölgeye ve burna çökük bir görüntü veriliyor. Bu teknikten sonra kadınsı görüntü elde etmek için kozmetik makyaj uygulanıyor. En üstteki karede ise bahsedilen final sahnesi yani irmik ve mısır unu ile elde edilen pul pul dökülüp sivilcelenen görüntü.






Ve son olarak lezyonlar… Final sahnesi için yüze ve ellere damarları kendi çizmiş. Lezyon makyajını da yine aynı teknikle, boyayarak elde etmiş. Hastalık ilerledikçe lezyon rengi ve büyüklüğü daha belirgin olduğundan burada da koyu ve büyük bir lezyon uygulaması yapılmış. Robin Mathews bütün bu imkansızlıklara rağmen yapabileceğinden fazlasını yapmış.