6 Ağustos 2014 Çarşamba

Terminatör



İnsanlık, kendini savunmak için yaptığı makineler tarafından saldırıya uğruyor ve 2029 yılında makinelerle insanlar arasında savaş çıkıyor. İnsanlığın tek bir umudu var, o da John Connor. John Connor gelecekteki bu savaşta insanlığı komuta edip, insan soyunun devam etmesini ve makinelerin bu savaşı kazanmasını engellemeye çalışıyor. Gelecekten makineler tarafından gönderilen Terminatör, John Connor'ı  ilk filmde daha doğmadan, 2. ve 3. filmlerde yaşamaya devam ederken öldürmeye çalışıyor. Fakat kötü bir taraf olduğu gibi iyi taraf da var ve John'u korumak için de Terminatör'e karşı John Connor tarafından kendisini ve annesini korumak için ilk filmde bir insan ki kendisi aynı zamanda John Connor'ın babası, 2. ve 3. filmlerde ise T-800 gönderiliyor. John'un insanlığı devam ettirmek için gösterdiği bu çabayı her zaman çok  takdir etmişimdir fakat T-800'ün de dediği gibi 'Kendinizi yok etmek sizin doğanızda var' (Terminator 2: Judgement Day 01:13:54 )

Terminatör 4 filmlik bir seri. İlk film 1984 yılında, 2. film 1991 yılında, 3. film 2003 yılında ve son film 2009 yılında çekildi. İlk iki filmin yönetmeni ve senaristlerinden bir James Cameron. James Cameron 3. filmde sadece senaryo kısmında yer alıyor. 3. filmin yönetmenliği Jonathan Mostow'a ait. Bu yazıda ilk 3 filmdeki T-800 makyajlarını inceleyip hem makyaj tekniklerinin gelişimini hem de T-800 karakterinde ne gibi değişiklikler olduğuna bakacağız. Bu arada eklemeden geçemeyeceğim ilk iki film benim Terminatör serisindeki favorilerim. Çünkü neden? Sarah Connor yüzünden.

Terminator/ Arnold Schwarzenegger








Serinin ilk filminde adamımız John Connor'ı doğmadan yok etmek için yani Sarah Connor'ı öldürmek için gelen T-800 Terminatör. Sarah'yı öldürmek için her şeyi yapıyor; yakıyor,öldürüyor ve nihayetinde bir sürü yarası beresi oluyor.











Filmden önce Arnold Schwarzenegger vücut geliştirici olarak çalışıyordu ve role seçilmesinde bu durum etkili olmuştu. James Cameron filmi çekmek için işe başladığında, o zamanlar bağımsız sinema yapıyordu, Arnold'ı gelecekten gelen metal iskeletli ve derisi soyulacak Terminatör karakterine nasıl çevireceği ile ilgili sorun yaşamış. Bu esnada devreye Stan Winston girmiş. Stan, James Cameron'ın Terminator çizimlerine bakmış ve yüzün sıvı alçı ile kaplandığını görmüş. Yüzün sol tarafının etkileyici görünümü dışında, mekanik korkutucu ölümcül bir vücut varmış. Bu karakteri yaratmak için Stan Winston Stüdyosu ve Jeff Dawn çalışmaları yapmaya başlamış. Prostetik makyaj ile makyaja uygulaması yapılmış.







Tasarım yapıldıktan sonra uygulama işlemi Jeff Dawn tarafından yapılmış. Önce kaşlar kapanmış.Kaşlar kapandıktan sonra mekanik göz,gözün olduğu kısma uygulanmış. Daha sonra soyulan derinin altından görünen metal iskeletin dökümü olan prostetik maske yüze uygulanmış. Ana malzeme olarak lateks kullanılmış.































Yüzün yarısı deforme olup mekanik kısım ortaya çıkmaya başladığı bölümdeki makyaj uygulaması. Daha öncede bahsettiğim gibi lateks dökülerek elde edilen prostetik maske saç kısmını kapsayan bölgeye kadar uygulanmış. Baş kenarları yani kulağın hemen üstünün olduğu kısımlar saç görünümü elde etmek  için kullanılan krep denilen bir malzeme uygulanarak yapılmış.



     1. filmde hatırlarsanız T-800 gözü açıldıktan sonra gözünü kesip çıkarıyordu. Bu sahne için şöyle bir çözüm bulunmuş;


2. film olan Terminator 2: Judgment Day'de Terminatör karşımıza John Connor'ı T-1000'den ( bir başka yazının konusu olacaktır) korumak için yeniden gönderilen T-800'ü canlandırıyor. Filmin makyaj uygulamalı ve çalışmaları hemen hemen aynı. Fakat  bu filmde hem teknik açıdan hem de malzeme açısından imkanlar  bir öncekine göre daha iyi olduğundan makyajlar da daha başarılı. Bu filmde olanakları da kullanarak bir robota insani ten dokusu, rengi ve robotsu bir görüntü yaratma durumu daha iyi yansıtılmış. Bolca Arnold'ın kopyaları yapılmış.



Arnold'ın alınan yüz kalıbı üzerine modelleme çalışması




Bazı sahneler için Terminatör karakterinin baştan aşağıya makyajlı olması ve bunun içinde Arnold'ı kopyalamak yani aynısını yapmak (yukarıdaki fotoğraflarda gözünü kestiği sahnede kullanılan gibi) gerekiyordu. Yapılan bu kopyalar ilk filmde kullanılandan daha iyi olmuştu fakat daha az ihtiyaç duyuldu çünkü uygulanan makyajlar James Cameron'ın isteğini karşılıyordu. Bu yüzden Arnold'ın makyajlı olmasını tercih etti. Kopyalar o kadar başarılı olmuştu ki hangi sahnede hangisinin kullanıldığı asla anlaşılmıyordu.







Makyaj tasarlandıktan ve protezler döküldükten sonra uygulama işlemini Jeff Dawn yapmış.
Makyajı uygulamak 5 saat, makyajı çıkarmak 1 saat sürmüş. Prostetik makyaj uygulandıktan sonra renklendirme aşamasına geçiliyor.




             Kolu kesip kendinin robot olduğunu kanıtlamaya çalıştığı sahnede önceden hazırlanan bu mekanik el kullanılmış.


             Sarah ve John'un T-800'ün çipini çıkardıkları bu sahnede yine prostetik makyaj uygulaması yapılmış.



T-800 karakteri için yapılan makyaj tasarım çizimlerinden biri.


Arnold Schwarzenegger'i son kez Terminator olarak gördüğümüz 3. film Terminator 3: Rise of the Machine'de CGI ile desteklenen makyaj uygulamasını görüyoruz. Ne görüntü ama. Deforme olan kısmın bir bölümünden sahnenin arkası görülüyor ve metalik kısımlar daha gerçekçi duruyor.


Teknolojinin gelişmesi en çok Stan Winston 'ın işine yaramış gibi. İlk filmden son filme kadar Terminator makyajları CGI ile değişime ve bu makyajların uygulanmasında kolaylık sağlamış. Son film için Stan Winston Stüdyo'da filmdeki robotlar ve hatta 2. filmdeki robotlar yapılmış. Terminatör makyajının ilk tasarımı James Cameron'a ait, bunu eklemeden geçmek istemem. Tasarımın geliştirilmesi ve diğer Terminatörlerin yaratılması Stan Winston'a, Terminator makyajlarının uygulanması Jeff Dawn'a ait.




Bu filmde de Terminatör'ün yüzünün yavaş yavaş deforme olduğuna şahit oluyoruz. Önce küçük sıyrıklar ve yaralarla başlayıp, daha sonra neredeyse tüm yüzün tamamı deforme oluyor. Mekanik göz uygulamasının ne kadar geliştiğine dikkat çekmek isterim. İşte bunlar hep CGI. Ama yine de bence ilk filmde o şartlara göre çıkarılan iş daha muazzam ve hayranlık uyandırıcı diyerek yazıyı sonlandırıyorum.
HASTA LA VISTA BABY

6 Temmuz 2014 Pazar

Wizard of Oz


The Wonderful Wizard of Oz kitabından uyarlanan 1939 yapımı Wizard of Oz, Victor Fleming tarafından yönetilmiş ve bir klasik olmuştur. Fantastik müzikal olarak kayda geçen bu güzel hikaye, izledikten sonra içinize  huzur, neşe ve mutluluk katar. Over the rainbow en iyi özgün müzik Oscar'ını kazanarak tüm zamanların unutulmazları arasına da girmiştir. Aynı zamanda o dönem için kullanılan özel efektlerle de dikkat çekici bir yapım olmuştur. Film makyaj ve kostümler açısından da adeta görsel bir şölendir. Filmin makyaj ekibi 30 kişiden oluşmaktaydı. Jack Dawn bu ekibin en önemli simlerinden biriydi. Dawn 37 yıldır sektörde çalışıyordu ve plastik makyaj üzerine çalışmalar yaptı. İlk olarak 1925 yılında maymun maskesi tasarladı fakat bu maske çok rahatsız edici ve sertti. Uzun yıllar bu maskeleri geliştirmek için çalışmalar yaptı ve sentetik plastik bir malzemeyle maskeleri yapmaya başladı, patentini aldı. Bu malzemeyi ilk olarak 1937 yapımı The Good Earth filminde kullandı. Bu kadar açıklama yapmamın nedeni 1939 yapımlı bu filmde plastik malzemelerin nasıl kullanıldığına açıklık getirmek istememdendir.

Film Dorothy'nin çıkan fırtına sonucu kafasına çarpan pencereyle bayılıp kendini başka bir yerde bulmasıyla şekillenmeye başlar. Evin düştüğü köyde farklı insanlardır ve burada kuzeyin cadısı Glinda ile karşılaşır. Dorothy evine geri dönmek ister, bunun içinde yapması gereken isteğini yerine getirmesi için Oz Büyücüsü'nü bulmaktır. Oz Büyücüsü'nü bulmak için çıktığı bu yolculukta Korkuluk, Teneke Adam ve Aslan ile karşılaşır.

             Frank Morgan Prof Marvel/ The Wizard of Oz/ The Gatekeeper/ The Carriage Driver/ The Guard

Frank Morgan bu filmde bir çok karakterle karşımıza çıkmıştı. Karakterlerin değişimi sadece saç,sakal ve bıyıklar sağlanmış. Sadece Oz Büyücüsü karakterinde bu aksesuarların kullanılmadığı kontur tekniğiyle değişim sağlandığı görülüyor. Yanakların daha belirgin olması için aydınlık tonlar tercih edilirken yanak altlarına daha koyu renkler uygulanmış.

Munchkhins

Dorothy'nin evinin düştüğü köyde yaşayan insanlar. Bu sahne için 224 tane küçük insan bir araya gelmiş. Bir çoğu sirkte çalışıyormuş ve yönetmen ülkenin dört bir yanından bu insanları bulup getirtmiş.


Munchkhins karakterleri için önce kel perukası uygulanmış ve ardından saç şeklindeki aksesuar takılmış. Kaşlar altın/kızıl bir renkte boyanarak şekil verilmiş. Burada işin asıl zor kısmının bu makyajların 350 kişiye uygulanması olmuş. Bir saatte 9 kişiye 20 makyaj sanatçısı makyaj uygulaması yapmış.

Wicked Witch of the West/ Batını kötü cadısı Margaret Hamilton


Filmin makyajlarının çoğunu üstlenen makyaj sanatçısı Jack Dawn Batının Kötü Cadısı için bu yeşil makyajı tasarlamış. Bu karakter için vücuda zararlı olan bir malzeme kullanılmış. O dönemin şartları nedeniyle bu rengi elde etmek için çeşitli karışımlar yapılmak zorunda kalmış. Öyle ki kullanılan malzeme zehir içerdiği için Margaret Hamilton sadece sıvı ile beslenmek zorunda kalmış. Çünkü yemek yüzüne, ellerine değerse kendisini zehirleme ihtimali varmış.


Cadı görünümü için sivri burun ve çene yapısı, çenede bir et beni, uzun sivri tırnaklar ve kalın siyah kaşlar tercih edilmiş. Cadı karakter olarak kötü olduğundan bu durum dış görüntüsüne çirkinlik olarak yansıtılmış. Çene ve burnun sivri olması daha sert bir ifade olmasını sağlar. Yüzde sadece yeşil renkler kullanmak yerine yumuşak renk geçişleriyle sarı tonları da yüze ve ellere uygulanmış. Çene için Jack Dawn'ın kendi bulduğu sentetik plastik uygulaması yapılmış. Günümüzde cadı tasvirlerinin bu şekilde yapılmasının kaynağının bu makyaj olduğunu düşünüyorum.


Scarecrow/ Korkuluk Ray Bolger




Dorothy'nin Oz Büyücüsü'nü bulmak için çıktığı yolculukta karşılaştığı ilk kişi. Kendisi bir korkuluk ve içi saman dolu. Makyaj tasarlanırken dikkate alınan konu baş kısmının çuval görünümlü olması. Bu makyaj için Bolger'ın yüz çekline göre köpük lateksle yapılan prostetik makyaj uygulanmış. Renklendirme için de tiyatro makyajlarında kullanılan krem ürünler tercih edilmiş. Bu makyaj içinde Bolger nefes almakta biraz güçlük çektiğini de belirtmiş.



Tin Man/ Teneke Adam  Jack Haley

Teneke Adam karakterini ilk oynayan isim aslında Buddy Ebsen'di. Fakat makyaj esnasında teneke görüntüsü vermesi için kullanılan bir ürün Buddy Ebsen'de alerjik etkiler yarattı ve her yerinin kızarıp kaşınmasına neden olduğu gibi kendisinin hastaneye gitmesine neden oldu. Bu olaydan sonra Jack Haley kadroya dahil edildi. Filmin makyajlarının büyük bir kısmını üstlenen makyaj sanatçısı Jack Dawn bu metalik görüntüyü kaybetmek istemiyordu fakat aynı zamanda da Buddy'nin durumunu Jack Haley'de de yaşamak istemiyordu. Alüminyum pudra kullanmak yerine yeni bir çözüm bulmuş ve kremsi yapıda alüminyum renkli bir malzeme kullanarak sorunu çözmüş. Çenesi boyunca lastik bant kullanılmış ve burnu yine protez. Bunların hepsi  her gün yüzüne sıkıca yapıştırılmış. Teneke Adam karakteri paslandığı için yanak, alın ve çene bölgelerinde bakır renklerin olduğu görülüyor. Ayrıca baş kısmı için önce kel perukası kullanılmış ve ardından boyama işlemi gerçekleşmiş.



The Cowardly Lion/ Korkak Aslan Bert Lahr

Dorothy'nin son karşılaştığı karakter. Bert Lahr bu karakteri canlandırırken kostümü ağır olduğu için hareket etmekte zorlanmış. Kendisi bir aslan olduğu için makyaj tasarımı da haliyle ona göre yapılmış. Dudak kenarlarında prostetik makyaj uygulandığını görüyoruz. Burundan itibaren üst dudak ve dudak çevresine yükselti katmak amacıyla aslanı anımsatacak köpük lateksten elde edilen protez uygulanmış. Sevimli bir görüntü elde etmek için de kaşlar sadece iç kısımda ve seyrek uygulanmış. Saçların üstünde bulunan kulaklar yine protez. Bıyıklar tek tek dudak üstündeki yükseltiye işlenmiş. Saçlar eklenmeden önce kel perukası takılarak alın genişliği elde edilmiş.Bu işlemin ardından sakallar, favoriler ve kulaklar takılmış. Daha sonra yine tiyatro için kullanılan krem ürünlerle renklendirme işlemi yapılmış ve saçlar eklenmiş. Renklendirme işlemi yaparken kaş ve dudak kenarlarına daha açık tonlar uygulanmış


                                            
                                                                                  Flying Monkeys/ Uçan Maymunlar                         

    Cadının askerlerinden bir bölümünü oluşturmaktalar. Maymunlar ama aynı zamanda uçabiliyorlar da. Maymunlar için protez maskeler hazırlanmış ve yüze uygulandıktan sonra renklendirme işlemine geçilmiş. Burada da makyaj önce kel perukası kullanılmış. En son baş, yüz kısmına saçlar ve favoriler eklenmiş.
    
        
                                                                                            Soldiers/ Askerler

Bu makyajlar için sadece burun kısmına protez uygulanmış. Burada esinlenen şey bir gaga. O yüzden sadece burun için ekstra bir  ekleme yapılmış. Renklendirme yaparken tek bir ren olması yerine geçişlerle yeşil ve mavi tonlar tercih edilmiş.



Colourful Horse/ Renkli At

Sahnenin uzamaması için tek bir at kullanmak yerine farklı 3 at kullanılması tercih edilmiş. ASPCA atların boyanmasına izin vermediği için başka bir yöntem denemeye karar verilmiş. Limon, üzüm ve kirazdan toz jelatin elde ederek atları renklendirmişler.


                                Ve son olarak filmin sahne arkasında yaşananları merak edenler için kısa bir video :)


23 Haziran 2014 Pazartesi

The Elephant Man / Fil Adam




Joseph Merrick vücudunda deformelerle dünyaya gelir ve yaşı ilerledikçe bu deformeler daha belirgin olmaya başlar. İlerleyen yaşlarında okulu bırakmak zorunda kalır, iş bulmakta zorlanır. Babası ve üvey annesi  tarafından reddedilen Merrick evden ayrılmak zorunda kalıp ve 17 yaşında düşkünler evinde yaşamaya başlar. Sam Torr tarafından keşfedilir ve halkın önünde Fil Adam olarak sergilenmeye başlar. Şöhreti artan Fil Adam, Londra' ya geldiğinde kendisini gören cerrah Dr. Frederick Treves tarafından tedavi edilmek amacıyla hastaneye yatırılır. Bu dönemde asilzadelerin büyük ilgisiyle karşılaşır ve sık sık asilzadeler tarafından ziyaret edilir. Merrick 27 yaşında boğularak ölür.

Bu etkileyici hayat hikayesini 1980 yılında David Lynch beyaz perdeye aktardı. Merrick'in hayat hikayesi bir çok filme konu olmuştu fakat en etkileyici olanı David Lynch'den geldi. Lynch, filmi özellikle siyah beyaz çekti. Merrick' in hayatını çekerken zorlandığı tek bir nokta olmuştu; o da makyaj. Filmin makyajları Christopher Tucker' a ait ve inanılmaz bir iş çıkardığı tartışılmaz. Lynch, Tucker' ın Fil Adam makyajını yaparak filmini kurtarmasını istemiş. Bu film bir çok dalda Oscar'a aday olmuş fakat henüz en iyi makyaj kategorisi olmadığından Christopher Tucker' a makyajlar nedeniyle onur ödülü verilmiş . The Elephant Man filminden sonra Akademi bu kategoriyi listesine eklemiş.

The Elephant Man/ John Hurt





İlk başta Lynch, Hurt'ün giymesi için Merrick 'in deformelerini ayrıntılı şekilde gösteren bir kostüm tasarlamış.
Fakat Hurt kostümü giydiğinde görüntü çok hantal ve yapay olmuş. Bu kostüm tamamen işe yaramaz ve kullanılamaz olduğundan bu fikrinden vazgeçmiş. Fakat takvime göre çekimlerin başlaması gerekiyordu ve Lynch bu esnada özel efekt makyaj sanatçısı Christopher Tucker'a ulaştı, makyajın yapılması için çekim süresi uzatıldı.








Tucker, Merrick'in fotoğraflarından vücudun hangi kısmında deformeler olduğunu, büyüklüklerini ve renklerini inceleyerek işe başladı. Ardından Royal Londra Hastanesinde bulunan Merrick'in iskeletine ulaştı. Royal Londra Hastanesi yüz ve bacaklarda bulunan deformelerin her ayrıntısına kadar kalıbının Tucker tarafından alınmasına izin verdi. Filmde Merrick'in gerçekte olan deformeleri birebir Hurt'e uygulandı. Buraya kadar bile inanılmaz bir iş çıkarmıştır Tucker.



Sol taraftaki fotoğraflar Merrick'e ait, sağ tarafta ise Hurt'e uygulanan makyajı görüyoruz. Hiçbir detay
atlanmamış ve aynı deformeler başarılı bir şekilde uygulanmış. Sadece makyaj efektleri kullanarak makyajın gerçekçi olmasını sağlamak için bu makyajı uygulamak 8 saat sürmüş.




Normal bir erkek kafasının çapı 22,5 cm (bizde 54 cm. denk geliyor ) iken Joseph Merrick'in kafa çapı 36 cm. olduğundan kafa için bolca prostetik kullanılmış. Aynı durum boyun çevresinde de görüldüğünden boyun kısmı için de ekstra prostetikler uygulanmış. Kafa kısmı makyajı için 2 ayrı parça kullanılmış; arka kısım uygulandıktan sonra yüz kısmı uygulanmış ve bu iki parçanın kenarlarının birbiriyle uyumlu olması için itinayla çalışılmış. Çünkü makyajın gerçekçiliği için yapılan bu prostetik maskelerin kenarlarının ince ve birbirinden ayrı bir görüntüde olmaması gerekir. Saç için ise krep denilen bir malzemeden gerçek saç görüntüsü elde edilmiş.



Joseph Merrick' in oldukça kalın bir dudak yapısı vardı; birebir aynı dudağın uygulanması oyunculuğunu etkileyeceği ve konuşmada sıkıntı yaşayacağını düşündüğü için hem Hurt'e hem de Tucker'a endişe veriyordu. Tucker dudağının bir kısmı yukarıda olan fakat biriyle konuşurken normal bir dudağa sahip gibi konuşmaya çalışan insanları düşünerek Merrick'in dudağının aynısını modellemek yerine Hurt'e Merrick'in dudağı görünümlü deforme ayrı bir prostetik uygulamış. Bu durum Hurt'ün ağzını kapatıp açmasını ve konuşmasını kolaylaştırmış.

Vücut kısmı için 15 ayrı parça poam lateks prostetik makyaj uygulaması yapılmış. Her biri için ayrı ayrı modellemeler yapılmış haliyle. Aralıksız 46 saat süren bir çalışma sonucunda Elephant Man makyajı ortaya çıkmış.






Joseph Merrick'in gerçek hikayesi ile ilgili bu videoyla yazıyı sonlandıralım.

                                                                              

18 Haziran 2014 Çarşamba

Factory Girl Edie




'60'lardaki bir kişi beni kendine, hayatımda tanıdığım herkesten daha hayran bıraktı. Tecrübe ettiğim bu hayranlık hissi muhtemelen aşkın bir çeşidine çok yakındı.'
                                                                                                      Andy Warhol

2006 yapımı yönetmenliğini George Hickenlooper'ın yaptığı Factory Girl / Fabrika Kızı, Edie Sedgwick 'in hayatının Andy Warhol ile kesiştiği bölümünü konu alıyor. Film 60'larda geçiyor ve 60'ların stilini, makyajlarını, saçlarını ve underground sanat anlayışını filmin arka planında işliyor. Edie dönemin ikonlarından biri ve bu durum tüm stiliyle filmde karşımıza çıkıyor.


Edie Sedgwick / Sienna Miller


Sienna Miller'ın Edie'ye bu kadar benzemesinin nedeni yüz hatlarının uygun olmasının yanı sıra makyaj ve saç tasarımcılarının işlerini iyi yaptıklarının göstergesi. Edie 60'lı yıllarda makyajı, saçı ve stili ile o dönemin ikonları arasına girmeyi başarmıştı. Film Edie'nin hayatının uyarlaması olduğundan Sienna'da tam anlamıyla Edie'yi görebiliyoruz.



Bu değişimi gerçekleştiren makyaj sanatçısı Kate Biscoe. Edie'nin en belirgin özelliklerinden biri genellikle sulu boya ile boyadığı kalın kaşları (evet sulu boya), yanağındaki beni ve neredeyse hiç çıkarmadığı takma kirpikleri. Takma kirpikler konusunda gayet cömert davranıp üst üste iki kirpik kullanıyormuş Edie. Peki Sienna Miller nasıl Edie oldu?
Önce göz altına düz bir çizgi şeklinde Sienna'nın göz renkleriyle uyumlu kahverengi ve siyah karışımı likit eyeliner uygulanmış. Daha sonra bu çizginin üzerine gözlerin daha yuvarlak ve büyük görünmesi için kirpikler çizilmiş.
Transparan pudra kaşlara kadar bütün göz kapaklarına ve kris bölgesine kadar kahverengi/siyah far göz kapağına uygulanmış. Biscoe, Edie'nin trajik ifadesini güçlendirmek için kris bölgesindeki hattı cat eye görünümünün tam tersine daha yuvarlak uygulamış.
Ben için de, Edie Sedgwick'deki gerçek, likit eyeliner kullanılmış.






Sienna Miller bu rol için hazırlanırken uzun bir araştırma ve hazırlık süreci geçirmiş. Andy Warhol'un Edie ile çektiği filmleri izleyip; dans, konuşma ve Edie'nin hareketleri için çalışmalar yapmış. Bütün bu süreçlerin ardında film çekimleri başladığında kostüm, makyaj ve değişen saçların etkisiyle kendini Sienna görmek yerine Edie olarak görmüş.

Buradaki makyaja gelirsek; 60'lar stilinden biraz daha günümüze yakın bir makyaj görüyoruz. Smokey eyes yani dumanlı gözler dediğimiz makyaj gözlere uygulanmış ve dudaklar da nude tonlar kullanılmış.
















Andy Warhol / Guy Pearce




Guy Pearce'ı Andy Warhol'a dönüştüren isim makyaj sanatçısı Matthew Mungle. Guy bu rol için 15 kilo vermiş. Andy Warhol küçükken geçirdiği bir sinir hastalığı nedeniyle solgun ve pütürlü bir yüze sahip olmuş. Mungle, Andy'nin görüntüsüne ulaşabilmek için Pearce'ın üst dudağına protez ekleme yapmış. Daha sonra soluk ten için çok açık tonlarda pudra uygulamış. Saç ekibi beyaza çalan sarı renkte perukla bu görünümü tamamlamış.









Filmin diğer karakterlerinde de değişimleri az da olsa görebiliyoruz. Mina Suvari ve Jimmy Fallon Edie'nin arkadaşlarına benzetilmeye çalışılmış ve bunun için de çoğunlukla saçlardaki değişime ağırlık verilmiş.











Kapanışı, yine o dönem Andy Warhol tarafından keşfedilen The Velvet Underground grubunun Edie Sedgwick için yazdıkları şarkı ile yapalım.